Eve internet almadım henüz. Benim omuzumdaki
şeytanla melek internet konusunda kapışabiliyor ve şeytan ağır bastığında
kendimi saatler boyunca dizi izlerken bulabiliyorum. Sonra ayıldığımda günlerin
hiçbir şey büyütmeden, üretmeden geçtiğini görüyorum. Mecburiyet mi var üretmek
için; hayır. Ama mutsuz oluyorum o kadar çeşit yemek varken sürekli peynir
ekmeğe talim edince.

Adadaki ilk gerçek sosyalleşmem özel bir vesileyle
gerçekleşti; Shakti toplantısı dediğimiz kadınlar çemberi. Haftada bir buradaki
geçmişten kalma İsrailli asker damarı güçlü, enteresan bir yoginimiz Yogita’nın
yönettiği kadın çemberi toplanıyor. Oldum olası her cinsin muhabbetini ayrı
severim. Üstteki katman cinsiyetse alttaki ortak bileşen samimiyet ve bu
samimiyetin getirdiği bağdır bende geçerli olan. Çok özel ve güzel kadın
dostlarım, çok özel ve güzel erkek dostlarım çok özel ve güzel cinsiyetini her
iki diyarda gezdiren dostlarım var; ortaya karışık iyi de olsa, birebir
muhabbette ayrıştırmayı seviyorum. Kadın çemberi kadın kadına muhabbette şanslı
olanların yakaladığı samimiyetin kolektif hali; tırnakların, dişlerin içe
çekildiği, halden anlayan dişilerin birbirlerine gerçekten gönül ve kucak
açtıkları bir ortama dönüşebiliyor. Bu ilk toplantı da öyleydi; birbirimizden
gündelik hayatta esirgediğimiz tüm güzel sözleri sarf ettiğimiz, dans edip kol
kanat gerdiğimiz bir çember yaşadık. Kabuğumdan çıkarttı beni biraz bu deneyim.
Adadaki; daha doğrusu okuldaki Türk
nüfusu 19'u bulunca bir buluşma yapalım dedik, fiyaskoydu. Uzun masada
oturup birbiriyle doğru düzgün iletişemeden yemek yiyen bir güruh olduk.
Gereksiz. Sonra Agama Yoga Türkiye ekibi olarak bir çekirdek buluşma yaptık. Oh dedim, buydu ya aile, ne diye
karıştırdık ortalığı.
Okunduğu üzere hayatımdaki macera dozu biraz
azaldı buraya geldiğimden beri, ama bünyenin içindeki hareketlenmeler sonsuz.
Buranın insanı soktuğu bir yüzleşme hali var; en azından ben ve yakınımdaki
arkadaşlar yoğun yaşıyoruz bu yüzleşmeyi. Akınla bokunla buradasın; duyguların,
düşüncelerin üzerini örtmüyor tam tersine izliyorsun zihninin girdiği halleri
sürekli. Sanıldığı üzere kaçacak çok yer yok. Ben de bu durumlardayım işte, bir
gün yoğun meditasyon, başka bir gün çılgın libidinal haller; bir gün sevgi,
öbür gün endişe. Oradan oraya gezine gezine çalışıyoruz biz küçük askerler.
PS: Bir kadın çemberi planlıyoruz Büyükada'da. Anadolu'da olurmuş böyle kadın dayanışmaları. İhtiyaç duyduk. vesile oluyoruz. 20-22 Aralık 13 (https://www.facebook.com/events/599838596720514/?ref_dashboard_filter=calendar).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder